Hoş Geldin Yeni Yıl-Veysi Seviğ

Referans Gazetesi-01.01.2010

Veysi SEVİĞ

HOŞ GELDİN YENİ YIL

Giderek yaşlanan dünyamız ekonomik sorunlarla dolu bir yılı geride bırakmıştır. Küresel finans piyasalarında görülen likidite bolluğu, 2007 yılının ortalarından itibaren ABD konut piyasasında olumsuz gelişmelere neden olmuş, 2008 yılının başından itibaren yatırım bankaları ve özel şirketlerde yaşanan olumsuzluklar, küresel piyasalarda güven sorunu ortaya çıkarmıştır.

ABD’de en büyük yatırım bankalarından Lehman Brothers’ın iflası ile tüm dünya piyasalarında ciddi kayıpların yaşandığı bir süreç başlamıştır. Bu süreçte, Merill Lynch, Goldman Sachs ve American International Group gibi önemli finansal kuruluşların durumları bozulmuştur. Uluslararası yatırım bankalarının dönemi zararla kapatmaları nedeniyle FED ve ABD Hazinesi piyasalara büyük çapta müdahale etmek zorunda kalmış ve bu bağlamda da ABD’de piyasada bozulan dengelerin kamusal nitelikte yapılan desteklerle yeniden yapılanmasına gidilmiştir.

ABD’de yaşanan kriz Avrupa finans piyasasını da olumsuz etkilemiştir. İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika ve İzlanda gibi birçok Avrupa ülkesinde bankalar önemli miktarlarda zarar açıklamışlardır. Bankacılık sisteminde güvensizliğin giderek artması sonucunda, krizin etkilerini azaltmak amacıyla Avrupa’nın en büyük ekonomilerinin liderleri bir araya gelerek kötü durumdaki finans kuruluşlarını desteklemek için beraber çalışma kararı almışlardır. (Yıllık Ekonomik Rapor, 2009 Maliye Bakanlığı, Sf: 210) Özellikle bu süreç içinde merkez bankaları piyasalara para enjekte ederken, birçok ülkede mevduat garanti limiti artırılmış veya tüm mevduat garanti altına alınarak bankalara güven sağlanmaya çalışılmıştır.

Ancak tüm gelişmeler giderek olumsuzlaşmış, küresel krizin yarattığı güven kaybı, reel sektörü de etkilemiş ve 2009 yılının ilk üç aylık döneminde Avrupa ülkelerinde de ekonomik yaşamdaki olumsuzluk hem ülkelerin borç yükünü artırmış hem de işsizliğin yükselmesine neden olmuştur.

Nisan 2009’da Londra’da toplanan G-20 zirvesinde eşgüdümlü ve ortak önlemler alınması kararlaştırılmış, zirvede katılımcı ülkelerin 5 trilyon dolar tutarında mali teşvik, daha doğrusu destekleme programı uygulaması karara bağlanmıştır.

Eylül 2009’da yapılan G-20 zirvesinde ise ülkeler, küresel ekonomik görünümündeki kısmen iyileşme güçlenene kadar ekonomik desteğe devam etme konusunda müşterek karar almışlardır. Bu kararla birlikte gelişmekte olan ülkelerin, küresel ekonominin düzelmesi için işbirliğinin önemi ortaya çıkmıştır. Bu arada da zirvede IMF’nin kota yapısının da gelişmekte olan ülkeler lehine değiştirilmesi öngörülmüştür.

Finans piyasalarında yaşanan olumsuzluk nedeniyle bozulan dengeler global kayıplara neden olmuştur. Bu kayıplar adeta birbirini tetiklemiştir. Giderek yaygınlaşan çöküşler ekonomiyi sorunlu hale getirmiştir.

2008 yılında yaşanan olumsuzluklar, gelişmiş ülkeler tarafından uygulamaya konulan geniş çaplı tedbirlerin etkisiyle 2009 yılında belli bir güven sağlanmıştır.

Küresel ekonomik görünümdeki bozulma, tüm ülkelerin borçlanma maliyetlerini artırmış ve kısıtlamıştır.

Resmi verilere göre küresel krizin finans piyasasında etkisini banka bilançolarından anlamak mümkündür. Piyasalarda önceleri likidite sıkışıklığı olarak ortaya çıkan problemler, bir süre sonra başta bankalar olmak üzere finansal kuruluşların bilançolarını etkilemiştir. Bu bağlamda da 2007 yılından 2009 yılının ilk yarısına kadar, krizin banklar üzerinde yol açtığı zarar 1.3 trilyon doları bulurken, 2010 yılı sonuna kadar bu zararın 1.5 trilyon dolar daha artması beklenmektedir. Bir başka açıdan, dünya üzerinde yaşanan ekonomik krizin etkisini 2010 yılında da yaşamak söz konusu olabilecektir.

Küresel kriz, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkede kamu maliyesini de olumsuz etkilemiştir. Özellikle kamu gelirlerinde yaşanan düşüş, uygulanan politikalar ve krize karşı alınan önlemler, bütçe açıklarını artırmış, kamu borçlanmalarının sorunlu hale gelmesine neden olmuştur.

2009 yılında sermaye kazançları ve finansal işlemler üzerinden alınan vergilerde belli bir düşme yaşanmış, reel sektörde yaşanan olumsuzluklar, işsizliğin artmasından kaynaklanan vergi kaybı, kamu harcamalarının finansmanını zorlaştırmıştır.

Bazı Avrupa ülkelerinde uygulanan vergi gelirlerini özendirme yoluyla artırma politikaları mevcut kayıpları tam olmasa bile bir miktar karşılamıştır.

Dünya üzerinde bir süredir etkisini sürdüren krizin yarattığı olumsuzlukların giderilebilmesi için başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünya ülkeleri 2010 yılına umutla bakmaktadırlar. Krizin yarattığı olumsuzlukların bir daha yaşanmaması, ancak tüm iyi niyetli önlemlere rağmen, şimdilik gerçekleşmesi sadece bir temenni niteliğindedir. Çünkü başlangıçta da ifade ettiğimiz gibi giderek yaşlanan dünyamızda doğal kaynakları hor kullanmamızdan, doğal dengeleri bozmamızdan kaynaklanan iklimsel ve doğal yaşam koşullarının da zorlaşması gelecek açısından bir başka tehlike olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün bu olumsuzluklara karşın 2010 yılının insanlık âlemi için güzelliklerle dolu geçmesini diliyor, hoş geldin 2010 diyoruz.

Print Preview

Site içeriği Mali Müşavir İsmail ŞENGÜN tarafından sağlanmaktadır. Hizmet sağlayıcı İzmir merkezlidir.

Detaylı bilgi için ortakmusavir.com adresini ziyaret ediniz.

© 2009 - 2018 vergiburosu.com
- Tüm hakları saklıdır.

modul
single - 22 - 0,127